Düşsüz Gidiş

Düşsüz Gidiş

Bugün hava yağmurlu, biraz geçmişe götürdü beni, bir arkadaşımın şiirini paylaşmak istedim

DÜŞSÜZ GİDİŞ

Al kanayan yaramı bas bağrına
Kaçıramadığımız bakışlarda ikimize ait bu sevda…
Yıpranmış gençliğimde, yorgun bedenim
Bilemiyorum artık hangi mevsimdeyim
Ben bu şehirde kalırsam eğer erir yüreğim yiter giderim…
Yeni bir hayatta artık ben, ikinci el bir erkeğim
Hayat dolu yine de sen
Puslu bir yolda başka bir ben…
Artık sana nasıl yetişirim, bu yolda yürüdüğüm mü görür beni
Yoksa çaldığım kapılarda mı yanar ellerim,
Ellerimdeki bu sebepsiz kirleri söyle nasıl silerim…
Şimdi tüm sırlarım ve gerçeğim boş bir şarap şişesinde gizli
Sen hayatımda en büyük itirafım
Yırtılmış bir sayfada tek öğrendiğim anlıyorum ki sen en sevdiğim…

Neden anlamsız bakıyorsun bana
Al kanayan yaramı bas bağrına
AL, durma
Söyle boşuna mı yaşandı bu aşklar, boşuna mı yüründü bu yollar
Boşuna mı geçti bu şehirde bu yıllar,
Ya acılarımız, gözyaşlarımız boşuna mı ağlandılar…
Galiba artık yaşlanıyorum sevemiyorum ve hissetmiyorum
Kimseleri istemiyorum başka bir ben oluyorum…
Sen ise beni korkutan yepyeni bir kitap gibisin
Asla okuyamayacağım
Son sayfasına asla ayraç koyamayacağım…

Aslında tüm kızgınlığım geçmişime, eskilerime, keşkelerime
Başıboş yaşantıma, gereksiz ayrıntılarıma
Sebepsiz korkutan yarınlarıma.
Ben artık dile dökülmeyenin tenhalığında
Herhangi bir günün herhangi bir zamanındayım
Dönüşü olmayan günlerime ağlıyor yolumu bir türlü bulamıyorum…
Zaman hep geri tepiyor ama günü seninle yakalayamıyorum…
Sen varsın hep gecelerde
Kimi zaman kayıp giden bir yıldız oluyorsun
Kimi gece ay olup yüzüme parlıyorsun…
Sonunda hep iz bırakıyorsun…

Söyle!
Ben nasıl silerim bu izi, nasıl silerim artık izini, ya ellerimdeki kiri söyle nasıl silerim…
Ya yolar, yıllar, acılar söyle nereye kayboluyor geceleri dost, arkadaş insanlar

Kış geldi artık
Sabahları soğuk oluyor değil mi?
Lütfen üşüme bebeğim
Üşüdüğün zamanlarda hiç durma
Al kanayan yaramı bas bağrına…
Hiç farketmiyorsun değil mi?
Seni hala sevdiğimi, önemini
Gün gün savrulup içimde kök saldığını bilmiyorsun… bilmiyorsun…
Yüreğim yanıyor, sevdan kanıyor
Artık ben her günümden takvim misali
Yeni bir yaprak koparıyorum
Son takvimini kullanıyorum yaşamın
İlkbahar, yaz
Sonbahar, sen…
Ya ben!

Ben artık puslu bir yolda yapayanlız yürüyorum
Düşlerimi bir bir yitirip düşsüz gidiyorum…

E.K 1998

Yorum gönder

Konu hakkındaki fikirlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.
E-mail adresinizi spam için kullanmayız ve sitemizde göstermeyiz.

* Zorunlu alanlar